20 Aralık 2008 Cumartesi

HESE...Şimdi Bize Bir Hese Lazım


Biz de Hese varmış Hese. Yani, meşhur olmuş bir hadise.

Hese , Köye güya "şeyhler" ailesine mensub "temiz" bir aileden birkaç taneyi getiriyor, Köy kendisinindir. Yerleştiriyor köyde, Sultan Abdülhamidin son devreleridir. Şeyh ailesi hep tahsilli adamlar, bu tahsilsiz, okur-yazarlığı bile yok. Şeyh ailesi allem edirler kallem edirler, Hese'nin arazisine keşif-meşif getirerek araziyi zabt ederler. Hese, fukara kalır çaresiz. Bir gün Ameleleriyle, tarla biçiyor. Ameleler diyor.. "Hese, Hese" Hese diyor "nedir?" "Bağ, şeyh keşif getirmiş köye, araziyi keşif edirler, git ifadeni ver." Hese diyor "E ben gidem, ben türkçe bilmiyorum birşey anladığım yok, kaymakamda onlardan hepsi onlardan, ben gidemem" (O zaman kaymakamda şeyh ailesinin dayısıdır.Ağalık devresidir,dediği dediktir yani,devlette çalışmiyor,devlet odur o ne karar alırsa devlet odur.) Velhasıl; Ameleler diyor " ne yapacaksın?" Hese diyor " Siz durun" Amelelerin yanında Palut ağacından bir yaprak kopariyor, diyor "ben dilekçemi Arş-ı Azama vereceğim" Yaprağı atıyor. Yaprağı atar atmaz yaprak arşı deler,yaprak gidiyor, göz önünde kayboluncaya kadar gidiyor. Cenab-ı Hak, Kahhar-ı ZülCelal tecelli eder birdenbire inkilaplar geldi, O şeyhler hepsi deli oldular,Ailece hepsi deli oldular.Allah bir afat düşürdü içine. Hese kurtuldu.Arazi kaldı Hese'ye. Sonra Hese İnsaniyet namına dedi "ben nasıl bunları köye getirdiğim için, o deli melilere kalktı biraz arazi verdi, kendinizi idare edin dedi.
Şimdi Bize Bir Hese Lazım.
Kalbi Safi bir Hese
Dilekçesini atacak, Arş-ı Azam titreyecek

29 Mayıs 2008 Perşembe

Elif gibi yanlızım ne esrem ne ötrem ne beni durduran bir cezmim...




Elif gibi yanlızım ne esrem ne ötrem ne beni durduran bir cezmim, ne bana ben katan şeddem var.ne elimi tutan bir harf,ne anlam katan harekem.. kalakaldım sular ortasında işte böyle ben gibi..... belki gölgesini istedim bir dostun med gibi...

Buralarda Bana yer kalmadı, elveda vatan-ı aslim elveda..


Jı Zemaneki Em Hebun